1 Şubat 2013 Cuma

Yollara Düşmek

Küçüklüğümden beri araba yolculuğunu severim .Geleneksel cuma akşamı yemeği için gittiğimiz Kurtuluş'taki babaannenin evinden ,Göztepe'deki evimize dönerken yol hiç bitmesin isterdim.Arabanın arka koltuğunda ,camdan köprünün ışıklarını seyreder ,direkleri saymaya çalışırdım .Fenerbahçe Stadı'nın olduğu dönemece varınca neredeyse eve vardık diye düşünür ,üzülürdüm .O zamanlar sevdiğim şeyin ne olduğunu bilmiyordum .
Biraz daha büyüyüp on yedi on sekiz yaşlarına geldiğimde arkadaşlarla Avrupa yakasına gidip gezmeye başladığımız zamanlarda da gene dönüş yolunda aynı duyguları hissettiğimi hatırlıyorum .
Zaman geçip,gidilen mesafeler uzamaya başlayınca ,yol benim için özgürlük olmaya başladı.Mücadele etmenin zor geldiği anlarda kendimi farklı bir yerde görmeyi seviyorum .Gittiğim yerden nefes alıp,kendime başka bir yönden bakıyorum .Kendime ayıramadığım zamanların acısını çıkartıyorum .Artık şehir veya ülke değiştirmenin zorluklar üzerinde mucize yaratmayacağını bilsem de ,mücadele gücü verdiğini her seferinde tecrübe ediyorum .Ama yola da çıkmadan hangisinin iyi geleceğini de düşünüyorum .Bazen yalnızlık,bazen kalabalık,bazen de iki kişi olmak doğru seçim olabiliyor benim için .Doğru zamanda,doğru kişilerle,doğru yerde olmayı seçmeye çalışıyorum .İyi hissetmeye ,bunun için de kendimi anlamaya uğraşıyorum .
Etrafımdakileri de mutlu edebilmek için kendimi iyi etmeye uğraş veriyorum .Geçen senelerle bunu daha iyi başardığımı ,mutlu olabilmek için  herzaman kurallara uymanın gerekmediğini  sonucun önemli olduğunu düşünüyorum .
Ben buralardan gittiğimde hayal kurmayı,yalnız kalmayı ,bazen anlamsızlaşmayı,uyumayı,uyamamayı,kendimi keşfetmeyi seviyorum  .